Hemen hemen her ülkede, bazı doyumsuz ruhların musallat olduğu bilinen bazı demiryolu rayları ve istasyonları vardır. Tuhaf intiharlardan korkunç kazalara kadar bu yerler sayısız korkunç olaya tanık oldu ve uğursuz geçmişler hala onları rahatsız ediyor gibi görünüyor. Endonezya'da da yeterince kötü şöhret kazanmış, bazı insanlara müthiş deneyimler yaşatan hayaletli demiryolu siteleri var.
Endonezya'nın en trajik demiryolu kazası olarak kabul edilen olay, 19 Ekim 1987 Pazartesi günü Güney Cakarta'nın Bintaro kentinde iki trenin iç iletişimsizlik nedeniyle bu günün sabahında kafa kafaya çarpışmasıyla meydana geldi. Yüzlerce yolcu korkunç akıbetiyle karşılaştı. Bazıları çarpışma sonucu savruldu, bazıları ise metal parçaları arasında ezilerek kan kaybından öldü.
Korkunç bir manzaraydı ve cesetlerin tamamen tahliye edilmesi neredeyse iki gün sürdü. Bu yıkıcı olaydan bu yana, özellikle Pazartesi günü, demiryolunun tam bölümündeki kazaların sayısı tuhaf bir şekilde arttı! Yaklaşan bir trenin uyarı işaretlerini zamanında fark etmeyen sürücülerin hikayeleri giderek yaygınlaşıyordu. Hızlı trenin hemen önünde demiryolu raylarına yürüyen yayaların sayısında da ani bir artış vardı ve bunların Sağır Ruh veya Hantu Budek tarafından ele geçirildiğine inanılıyordu.
En son büyük kaza, 2013 yılının sonlarında bir petrol tankerinin trene çarpması sonucu meydana gelen ve yedi masum insanın ölümüne neden olan büyük bir patlamaydı. Tragedi Bintaro II olarak anılan kaza, vatandaşlara demiryolunun karanlık geçmişini hatırlattı.
Hikaye burada bitmiyor; onlarca yıldır Cakarta çevresindeki demiryolu kazalarının enkazları, Manggarai İstasyonundaki bir 'tren mezarlığına' getiriliyor ve orada dinlendiriliyorlar. Ne yazık ki trenler durmuş olsa da onlara bağlı ruhlar için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Yalnızca bu sitede bildirilen hayaletlerin yanı sıra, trenlerin çalışma saatlerinin çok ötesinde, içinde kimse olmadan seyahat ettiği de görüldü.
En tuhaf hikayelerden biri, bir gece geç saatlerde bindiği trende kurbanlara benzeyen şeyleri gören bir üniversite öğrencisinin hikayesidir. Şaşırtıcı bir şekilde hedefine ulaştığında bacakları ağrımaya başladı. Güvenlik görevlilerinin göreviyle ilgili olanları anlattı, ancak başından beri tren olmadığını ve tüm yolu koşarak geldiğini öğrendi.
